NEYİ SAVUNUYORUZ?
• Mahkemelerin “kanuna karşı hile” olarak tescillediği kamuda taşeron işçilik uygulamasına son verilmelidir.
• Kamu hizmetleri, sürekli hizmetlerdir ihale edilemez.
• Kamudaki tüm taşeron işçiler, koşulsuz-şartsız
olarak 657 Sayılı Devlet Memurları Kanun’nun 4/D
(işçi) maddesine göre sürekli istihdam edilmelidir.
• Kadro işlemleri kamudaki taşeron şirketlerde istihdam edilen tüm işçiler için ayrımsız olarak uygulanmalıdır.
Bu sistemi aşacak ve taleplerimizin hayat bulmasını sağlayacak olan ise işçilerin örgütlü
mücadelesidir.
Taşeronluk nedir?
Nerelerde Uygulanır?
• Taşeronluk, mal ya da hizmet üretiminin
parçalanarak alt işverenlere ihale
edilmesidir. 1980 sonrası dönemde
hayata geçen neoliberal politikalar ile
hayata geçmiştir.
• Taşeronlaştırma, özellikle genel işler
işkolunda yaygındır. Belediyelerde ve
başta hastaneler ve üniversiteler olmak
üzere tüm kamu kuruluşlarında yürü-
tülen temizlik, güvenlik, bakım, ulaşım
ve bilişim gibi alanlarda yoğundur.
• Belediyelerde çalışan taşeron işçi
sayısı kadrolu işçi sayısını geçmiştir.
İşkolumuzdaki toplam 886 bin 816 iş-
çinin, 113 bin 931’i belediyelerde sürekli
ve geçici işlerde çalıştığı görülürken,
geriye kalan 772 bin 885 işçinin kamu
ve özel sektörde taşeronlarda ya da
konut işlerinde çalışmaktadır. Yani
genel işler işkolunda çalışan işçilerin
% 12,8’i belediyelerde sürekli ve geçici
işlerde çalışırken, % 87,2’si taşeronda
ya da konut işlerinde çalışmaktadır1
.
• 13 yıllık AKP iktidarı döneminde ise
tüm işkollarında taşeron işçi sayısı
4 kattan fazla artmıştır. 2002 yılında
387 bin 118’dir. 2014 yılı sonu itibariyle
kamu ve özel sektörde çalışan taşeron
işçi sayısı 1 milyon 482 bin 690’dır .
Ancak bu rakamlar gerçeği yansıtmamaktadır.
Kamuoyuna yansıyan
haberlere göre, bugün kamu ve özel
sektörde taşeronlarda çalışan işçi sayısı 2 milyonu aşmıştır.
• Bu haliyle taşeron işçiler, 18 milyon
228 bin olan ülkedeki ücretli, yevmiyeli
çalışan toplam işçi sayısının içerisinde
yer alan taşeron işlere kayıt dışı
taşeron çalışanlar da eklendiğinde söz
konusu güvencesizlik ağının büyük
olduğu gözlemlenmektedir.
BİR HÜKÜMET ALDATMACASI:
“Kamuda Taşerona Kadro”
• Hükümetin son dönemde yaptığı “kamuda
taşerona kadro” propagandası açık
bir aldatmacadır.
AKP 2015 seçim sürecinde,
sendikaların ve muhalefet partilerinin
baskıları sonucu kamudaki tüm taşeron
işçilere kadro vaadinde bulunmuştur. Ancak,
aradan geçen zamana rağmen gerekli
düzenlemeyi yapmamıştır.
• Bu hukuksuz çalışma ilişkilerinin
içinden Hükümet çıkamamaktadır.
Maliye Bakanı, 18 Haziran 2016’da yaptığı
açıklamada “bu çalışmayı yaparken gördük
ki o kadar basit değil, karmaşık çok farklı
türde sözleşmeler var” demiştir.
• Yapılan açıklamaya göre, yüzbinlerce
işçi dışarda kalacaktır. Maliye Bakanı, “tüm
taşeron işçilerin değil, sadece belirli koşulları
yerine getirenlerin” kadroya alınacağını
söylemiştir. Bu kapsamda bazı taşeron işçiler daha en baştan düzenlemenin dışında
kalacak ve kölece çalışma düzeni devam
edecektir.
• Kadro düzenlemesinin dışında tutulması
planlananlar: *Emekli olup çalış-
maya devam edenler; *emekli olmaya hak
kazanmış olanlar; *1 Kasım 2015’ten sonra
işe girenler; *halihazırda taşeronda çalış-
mayanlar; *kısmi zamanlı çalışanlar; *yılda
12 aydan daha az çalışanlar; *memurluğa
atanma koşulunu taşımayanlar; *güvenlik
soruşturmasından geçemeyenler; *belediyelerde
çalışan taşeron işçiler; anahtar
teslim (götürü) ihalelerde çalıştırılanlar;
kurumların isteyeceği sayının dışında kalanlar;
*Maliye’nin belirleyeceği sayının
dışında kalanlar; *kurumların yapacağı sı-
navlarda başarısız olanlar; *süresinde baş-
vuruda bulunmayanlar, *geçmişe dönük
haklarından vazgeçmeyenler
• Açıklamalara göre, işçiler, kamu işçisi
yapılmayacak, “özel sözleşmeli personel”
olarak istihdam edilecektir. Bu durum
bizzat Maliye Bakanı tarafından itiraf edilmiştir:
“Biz bu kişileri memur kadrosuna
atamıyoruz… Bu statüye atanan kişiler
emekli oluncaya kadar sürekli istihdam edilecek
gibi bir değerlendirmeden ziyade sözleşmeleri
yenilenecek”.
• Açıklamalara göre, “Özel sözleşmeli
personel” statüsü, iş güvencesi olan bir
kadroyu değildir. Sözleşmeler 3 yıl olacaktır
ve sonrasında yenilenip yenilenmeyece-
ği belirsizdir.
• “Özel sözleşmeli personel” statüsü-
ne hak kazanmak için ise bir sürü engel
vardır. Kurum sınavlarının kazanılması gerekecektir.
“Kurumların isteyeceği” ve “Maliye’nin
belirleyeceği” sayının dışında kalan
taşeron işçiler de tüm şartları yerine getirmiş
olsalar dahi kamuda istihdam edilmeyeceklerdir.
•
“Özel sözleşmeli personel” statüsüne
geçemeyenler için işsizlik ciddi bir sorun
olacaktır. Bu düzenlemeden sonra kamuda
personel çalıştırılmasına dayalı taşeron
şirket faaliyetleri son bulacaktır. Kamuda
personel çalıştıran taşeron şirketler, kamu
kurumlarıyla ihale yenilemeyecektir. Bu
durumda “özel sözleşmeli personel” statü-
süne geçemeyenler için işsizlik kapıdadır.
İşverene cennet
İşçiye cehennem
• Taşeron işçiliği, işverenleri yasal
yükümlülüklerden kurtarır.
• Taşeron işçiliği, işverenlere emek
maliyetlerini düşürme fırsatı tanır.
• Taşeron çalışmada, işe dair tüm riskler
ve olumsuz sonuçlar işçilere yıkılır.
• Taşeron işçilerin çoğu asgari ücret
seviyesinde (hatta kayıt dışı olanlar kimi
zaman bunun da altında ücretlerle)
çalışmaktadır.
• Taşeron işçilerin çoğu yasal çalışma
süreleri üstünde çalıştırıldıkları halde
fazla mesai ücretlerini alamazlar.
• Taşeron işçilerin çoğu haftalık ve
yıllık izinlerini kullanamazlar.
• Taşeron çalışmada, işten atılmaların
kolay ve keyfidir. Kıdem tazminatı ve
işçilerin diğer alacaklarının gaspı yaygın
ve olağandır.
• Taşeron çalışma, emeğin örgütlü
gücünü eritir.
Taşeron çalışma işveren
için emek sömürüsü
üzerine kurulu
bir cennet, işçiler
için güvencesizlik
cehennemidir.
1. BUMKO ve ÇSBG istatistiklerine göre derlenmiştir.
2. 2015 yılında Çalışma Bakanı Faruk Çelik’in
yanıtladığı iki farklı yazılı soru önergesine verdiği
yanıtlara göre derlenmiştir
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder