29 Ağustos 2017 Salı

DİSK/Genel-İş Genel Başkanı Remzi Çalışkan: “Taşeron Sistemi Çöpe Atılmalıdır”


Sendikamız Genel Başkanı Remzi Çalışkan Hükümetin taşeron şirket işçilerine yönelik yaptığı açıklamaları İzmir'de Ege Postası'na değerlendirdi: 

İzmir’de belediyelerin çatısı altında çalışan on binlerce işçinin kadro hayalleri, hükümetin geçtiğimiz hafta yaptığı resmi açıklamaların ardından bir kez daha suya düştü. Gelişmeleri değerlendiren Genel-İş Sendikası Genel Başkanı Remzi Çalışkan, “Bize hikaye anlatmasınlar, ayrımsız kadro istiyoruz” dedi.
ERMAN ŞENTÜRK/HABER SERVİSİ- Çeşitli temaslarda bulunmak üzere bayram öncesinde İzmir’e gelen Genel-İş Sendikası Genel Başkanı Remzi Çalışkan, kadro tartışmalarına dair önemli değerlendirmelerde bulundu. Çalışkan, önceki gün hükümet kanadından gelen ve emek cephesinde hayal kırıklığı yaratan resmi açıklamaların, taşerona kadro vaatlerinin aslında seçim yatırımı olduğunu gösterdiğini belirtti ve çok konuşulacak sözlerin altına imza attı.
“BU SİSTEM ÇÖPE ATILMALIDIR!”
Geçtiğimiz günlerde tekrar alevlenen kadro tartışmalarını işçilerin cephesinden değerlendiren DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası’nın Genel Başkanı Remzi Çalışkan, “Hükümetin bu söylemlerini samimi bulmuyoruz. Hükümetin en yetkili ağzı başbakandır. Hükümetin bir önceki Başbakanı Ahmet Davutoğlu taşerona kadro geleceğini ilan etti.Tüm taşeron işçilerine kadro vaadi vardı. Ancak biz o zaman da buna inanmadık. Taşerona kadro vermeyi, yani bu kölelik düzenini, insanların mağduriyetini kullanarak verilen bu sözün yerine getirilmesi lazım. Eğer vermezlerse, insanlarla alay etmektir. İnsanların emeğine hakaret etmektir. Taşeron bir kölelik düzenidir, ağır bir sömürü sistemidir. Patronun iki dudağı arasında bir yaşam düzenidir. Tüm taşeron çalışanlara ayrımsız kadro talep ettik. Bu talebimizi yineliyoruz. Taşeron sistemi çöpe atılmalıdır. Gerek belediye şirketlerinde çalışanlar olsun, gerekse taşeronda işçileri, bu ülkede ihtiyaç olan bir hizmeti yerine getiriyoruz. Bu ülkenin, bu devletin ihtiyacını karşılıyorsa, devletin, kamunun çalışanı olsunlar. Araya karbon kağıdı koymaya gerek yok. Rantçılara, taşeronlara para kaptırmaya gerek yok. Bugün taşeron firmalara trilyonlarca lira para aktarılıyor. Bunu yatırıma, istihdama ayırabilirsiniz. Bugün belediyede çalışan binlerce işçi arkadaşımız varsa, bunlar belediyenin kadrolu işçileri olmalıdır. Sonuçta belediyenin, İzmir’in işini yapıyorlar. Belediye şirketinin işçisi değil, belediye işçisi olsunlar. Bunun için düzenleme yapılsın. Belediyelere de bunu hemen yapsınlar diyemiyoruz. Mevzuat buna izin vermiyor. Belediyeleri de rahatlatacak bir düzenlemeye ihtiyaç var. Belediyeler norm kadro engeliyle karşı karşıya. Bir kere bunun kalkması lazım. Belediyenin kadro ihtiyacı o şehrin işçi ihtiyacı kadar olmalı. İstihdam oradakiler üzerinden olsun, arada taşeron da olmasın, ihale düzeni de kalksın” dedi.
YALAN DEĞİL, KADRO İSTİYORUZ
Genel-İş Genel Başkanı Çalışkan,  taşeron sisteminin kaldırılması için geçmişte sayısız eylem yaptıklarını vurguladı ve “Ancak başbakan, maliye bakanı, “Bu konu yakında tekrar değerlendirilecek. İçine girdiğimizde kadro konusunun çok karmaşık olduğunu gördük” diyor. Sen bunun karmaşık olduğunu önceden göreceksin, açıklamalarını ona göre yapacaksın. Bunu seçim yatırımı olarak görmeyeceksin. İnsanların ekmeğini ve emeğini seçim malzemesi yapmayacaksın. Karmaşıksa çözmek senin görevindir. Bu ülkenin başbakanısın, maliye bakanısın, hükümetisin... Ülke idare ediyorsun… Büyük bir ülkeden, güçlü ekonomiden, büyük bir ekonomiden bahsediyorsun. Bu güçlü ekonominin başında sen varsın. Taşeron belasını çözmek o kadar zor değil. Ülkenin ihtiyacı kadar, kamunun ihtiyacı kadar bir işçi sayısı, kadro… Arada taşerona gerek yok. Arada ihaleye gerek yok. Kamu ihale kanunuyla, ihalelerle, itirazlarla, taşeronlarla, yüklenici firmalarla bu işler olmaz. Ticaret mantığı olmasın. Kamu hizmeti kutsaldır. Bunu ticarileştirmemek lazım. Alınıp satılan bir mal gibi gördüğünüz işçinin emeğidir, alın teridir. Bu düzeni silip baştan aşağı yeniden yapmak lazım. Bu düzeni silip çöpe atmak lazım. Zaten taşerona katrilyonlarca lira para aktarıyorsunuz. Bunu işçiye aktarırsınız. İşçilere de insanca yaşayabilecekleri bir ücret sunarsınız. Önce, sözleşmeli personel yapacağız dediler. O da bir kavram karmaşası yarattı. O da güvencesizliktir. Hepsi hikaye… Yalan söylemeyin… Biz yalan istemiyoruz, kadro istiyoruz. Bize hikaye anlatmasınlar. Ayrımsız, herkese güvenceli iş, taşeron çalışan herkese kadro istiyoruz. İcraati ve fiili uygulamayı görmek istiyoruz” sözleriyle kadro mücadelesine devam edeceklerini vurguladı.
“BU ÜLKEDE BAŞBAKAN’IN BİLE GÜVENCEYE İHTİYACI VAR”
Çalışkan, seçimlerden önce taşerona kadro vaadini gündeme getiren Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun görevden alındığını hatırlatarak sözlerine şöyle son verdi: “Taşeron emek sömürüsüdür, hırsızlıktır. Taşeron sadece alın teri hırsızlığı değil, kamunun kasasını soymaktır. Bizim açımızdan güvencesizliktir. Taşerona kadro sözünü veren Davutoğlu bir müddet sonra görevden alındı. Bu ülkede demokrasiye ihtiyaç var. Başbakan’ın bile güvencede olabileceği bir ülkeye ihtiyaç var. Emek için, alın teri, örgütlü, mücadele için adalet istiyoruz. Bizim bunun için ödediğimiz bedel ortadadır. DİSK olarak dimdik ayaktayız. Biz bu ülkenin aydınlık geleceği için, çalışanların hakkı için demokratik bir ülke için mücadele etmeye devam edeceğiz.” 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder