23 Ağustos 2016 Salı

TAŞERONA KADRO ALDATMACASI BROŞÜRÜMÜZ YAYINLANDI

NEYİ SAVUNUYORUZ? 

• Mahkemelerin “kanuna karşı hile” olarak tescillediği kamuda taşeron işçilik uygulamasına son verilmelidir.
• Kamu hizmetleri, sürekli hizmetlerdir ihale edilemez.
• Kamudaki tüm taşeron işçiler, koşulsuz-şartsız olarak 657 Sayılı Devlet Memurları Kanun’nun 4/D (işçi) maddesine göre sürekli istihdam edilmelidir.
• Kadro işlemleri kamudaki taşeron şirketlerde istihdam edilen tüm işçiler için ayrımsız olarak uygulanmalıdır.


Bu sistemi aşacak ve taleplerimizin hayat bulmasını sağlayacak olan ise işçilerin örgütlü mücadelesidir.

 Taşeronluk nedir?
 Nerelerde Uygulanır?

• Taşeronluk, mal ya da hizmet üretiminin parçalanarak alt işverenlere ihale edilmesidir. 1980 sonrası dönemde hayata geçen neoliberal politikalar ile hayata geçmiştir.
• Taşeronlaştırma, özellikle genel işler işkolunda yaygındır. Belediyelerde ve başta hastaneler ve üniversiteler olmak üzere tüm kamu kuruluşlarında yürü- tülen temizlik, güvenlik, bakım, ulaşım ve bilişim gibi alanlarda yoğundur.
• Belediyelerde çalışan taşeron işçi sayısı kadrolu işçi sayısını geçmiştir. İşkolumuzdaki toplam 886 bin 816 iş- çinin, 113 bin 931’i belediyelerde sürekli ve geçici işlerde çalıştığı görülürken, geriye kalan 772 bin 885 işçinin kamu ve özel sektörde taşeronlarda ya da konut işlerinde çalışmaktadır. Yani genel işler işkolunda çalışan işçilerin % 12,8’i belediyelerde sürekli ve geçici işlerde çalışırken, % 87,2’si taşeronda ya da konut işlerinde çalışmaktadır1 .
• 13 yıllık AKP iktidarı döneminde ise tüm işkollarında taşeron işçi sayısı 4 kattan fazla artmıştır. 2002 yılında 387 bin 118’dir. 2014 yılı sonu itibariyle kamu ve özel sektörde çalışan taşeron işçi sayısı 1 milyon 482 bin 690’dır . Ancak bu rakamlar gerçeği yansıtmamaktadır. Kamuoyuna yansıyan haberlere göre, bugün kamu ve özel sektörde taşeronlarda çalışan işçi sayısı 2 milyonu aşmıştır.
• Bu haliyle taşeron işçiler, 18 milyon 228 bin olan ülkedeki ücretli, yevmiyeli çalışan toplam işçi sayısının içerisinde yer alan taşeron işlere kayıt dışı taşeron çalışanlar da eklendiğinde söz konusu güvencesizlik ağının büyük olduğu gözlemlenmektedir.

BİR HÜKÜMET ALDATMACASI:

 “Kamuda Taşerona Kadro”

Hükümetin son dönemde yaptığı “kamuda taşerona kadro” propagandası açık bir aldatmacadır.
AKP 2015 seçim sürecinde, sendikaların ve muhalefet partilerinin baskıları sonucu kamudaki tüm taşeron işçilere kadro vaadinde bulunmuştur. Ancak, aradan geçen zamana rağmen gerekli düzenlemeyi yapmamıştır.
 • Bu hukuksuz çalışma ilişkilerinin içinden Hükümet çıkamamaktadır. Maliye Bakanı, 18 Haziran 2016’da yaptığı açıklamada “bu çalışmayı yaparken gördük ki o kadar basit değil, karmaşık çok farklı türde sözleşmeler var” demiştir.
Yapılan açıklamaya göre, yüzbinlerce işçi dışarda kalacaktır. Maliye Bakanı, “tüm taşeron işçilerin değil, sadece belirli koşulları yerine getirenlerin” kadroya alınacağını söylemiştir. Bu kapsamda bazı taşeron işçiler daha en baştan düzenlemenin dışında kalacak ve kölece çalışma düzeni devam edecektir.
 • Kadro düzenlemesinin dışında tutulması planlananlar: *Emekli olup çalış- maya devam edenler; *emekli olmaya hak kazanmış olanlar; *1 Kasım 2015’ten sonra işe girenler; *halihazırda taşeronda çalış- mayanlar; *kısmi zamanlı çalışanlar; *yılda 12 aydan daha az çalışanlar; *memurluğa atanma koşulunu taşımayanlar; *güvenlik soruşturmasından geçemeyenler; *belediyelerde çalışan taşeron işçiler; anahtar teslim (götürü) ihalelerde çalıştırılanlar; kurumların isteyeceği sayının dışında kalanlar; *Maliye’nin belirleyeceği sayının dışında kalanlar; *kurumların yapacağı sı- navlarda başarısız olanlar; *süresinde baş- vuruda bulunmayanlar, *geçmişe dönük haklarından vazgeçmeyenler
 • Açıklamalara göre, işçiler, kamu işçisi yapılmayacak, “özel sözleşmeli personel” olarak istihdam edilecektir. Bu durum bizzat Maliye Bakanı tarafından itiraf edilmiştir: “Biz bu kişileri memur kadrosuna atamıyoruz… Bu statüye atanan kişiler emekli oluncaya kadar sürekli istihdam edilecek gibi bir değerlendirmeden ziyade sözleşmeleri yenilenecek”.
Açıklamalara göre, “Özel sözleşmeli personel” statüsü, iş güvencesi olan bir kadroyu değildir. Sözleşmeler 3 yıl olacaktır ve sonrasında yenilenip yenilenmeyece- ği belirsizdir.
 • “Özel sözleşmeli personel” statüsü- ne hak kazanmak için ise bir sürü engel vardır. Kurum sınavlarının kazanılması gerekecektir. “Kurumların isteyeceği” ve “Maliye’nin belirleyeceği” sayının dışında kalan taşeron işçiler de tüm şartları yerine getirmiş olsalar dahi kamuda istihdam edilmeyeceklerdir. •
 “Özel sözleşmeli personel” statüsüne geçemeyenler için işsizlik ciddi bir sorun olacaktır. Bu düzenlemeden sonra kamuda personel çalıştırılmasına dayalı taşeron şirket faaliyetleri son bulacaktır. Kamuda personel çalıştıran taşeron şirketler, kamu kurumlarıyla ihale yenilemeyecektir. Bu durumda “özel sözleşmeli personel” statü- süne geçemeyenler için işsizlik kapıdadır.


İşverene cennet İşçiye cehennem 

• Taşeron işçiliği, işverenleri yasal yükümlülüklerden kurtarır.
• Taşeron işçiliği, işverenlere emek maliyetlerini düşürme fırsatı tanır.
• Taşeron çalışmada, işe dair tüm riskler ve olumsuz sonuçlar işçilere yıkılır.
• Taşeron işçilerin çoğu asgari ücret seviyesinde (hatta kayıt dışı olanlar kimi zaman bunun da altında ücretlerle) çalışmaktadır.
• Taşeron işçilerin çoğu yasal çalışma süreleri üstünde çalıştırıldıkları halde fazla mesai ücretlerini alamazlar.
• Taşeron işçilerin çoğu haftalık ve yıllık izinlerini kullanamazlar.
• Taşeron çalışmada, işten atılmaların kolay ve keyfidir. Kıdem tazminatı ve işçilerin diğer alacaklarının gaspı yaygın ve olağandır.
• Taşeron çalışma, emeğin örgütlü gücünü eritir.

Taşeron çalışma işveren için emek sömürüsü üzerine kurulu bir cennet, işçiler için güvencesizlik cehennemidir. 

1. BUMKO ve ÇSBG istatistiklerine göre derlenmiştir. 2. 2015 yılında Çalışma Bakanı Faruk Çelik’in yanıtladığı iki farklı yazılı soru önergesine verdiği yanıtlara göre derlenmiştir






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder